Ne zaman bir yakın ilişki içinde olsanız o ilişki size sizinle ilgili bir gerçeğinizi yansıtır. Genelde bu bilmediğiniz, görmediğiniz, görmezden geldiğiniz, yargıladığınız, bastırdığınız, kabul vermediğiniz bir özelliğiniz veya bir korkunuzdur. İlişkilerin yegane amacı da size sizi anlatmaktan öte değildir. İnsan kendini tek başına bulamaz. Bir yansımaya ihtiyaç duyar. En derin yansımalar, en yakın ilişkilerde ortaya çıkarken, her an herkesle anlık temaslarınız da sizin daha küçük parçalarınızın yansımalarıdır. O nedenle marketteki kasiyere de, sevdiğinize de aynı derin ruhsallıkla bakın.
Hayran hayran baktığınız, gıpta ettiğiniz “ama bende bu yetenek nerede” diye hayıflandığınız bir yazar, ressam, şarkıcı, iş adamı vb. biri varsa bilin ki sizin de içinizde ortaya çıkartmanızı bekleyen benzer bir yeteneğiniz vardır. Sadece üzerinde durmamış, eğitmemiş ve cilalamamışsınızdır.
Hiçbir karşılaşma tesadüfi değildir. En çok çekildiğiniz kişilerde kabul görmeyi bekleyen en derinde kalmış özellikleriniz, yüzleşmekten korktuğunuz en derin korkularınız yatar. Her bir korkunuzu salıverdikçe, her bir kuytuda kalmış özelliğinize kabul verdikçe gerçek benliğinizin etrafındaki tozlar, dumanlar dağılmaya başlar. Ve o zaman ancak gerçek kimliğinizi ve özünüzü görürsünüz. O zaman ancak özgürlüğe adım atarsınız. Çünkü aslında yüzleştiğiniz hiçbir korku sizin korkunuz değildir. Öz korkusuzdur. İyi, kötü diye tanımladığınız ve yargıladığınız her özellik de sizin özelliğinizdir. Çünkü ruh tüm çelişkileri, zıtlıkları ile tek ve bütündür, bir paranın iki yüzü gibi.
Çok başlı ejderha ile savaşan prens gibi korkularınızın içinden geçin, korkusuzluğun özgürlük hissini tadın. Kuytuda kalmış tüm derin özelliklerinizi bulun ve onlara kabul verin. Bunların sonucunda ;
Daha uzun yaşayın,
Daha sağlıklı yaşayın,
Daha huzurlu ve daha dengeli yaşayın.
Sevgi ile kalın
Yazan : Ahsen Küçükçalık
Fotoğraf : Ahsen Küçükçalık (Gummy Love)